21 Ocak 2014 Salı

Atilla Destanı

Atilla Destanı

Atilla I Kimse titretemedi Hunlar kadar Roma’yı Roma ki Akdeniz’i bir iç göl yapmış Üç kıtaya hâkim İleri karakolları Tuna’dan Ren ve Fırat’a Oradan Sahra ve Lud Havzasına ulaşan Bir dünya emperyali Hiçbir kuvvet korkutamadı Hunlar kadar Roma’yı Hunlarla ittifakı reddeden Gotlar Trakya İtalya’ya Vizigotlar Güney Fransa’ya Vandallar Kuzeybatı Afrika’ya sürüldü Zenci köle ticaretini Roma’nın Ekonomik öğesi yaparak Roma’ya boyun büktüler Uranus oğullarını Olympos’a gömmeyi başaran İsa Bu yabanıl kavimleri de Kanatlarının altına almayı başaralı İki yüz yıl olmuştu



Pagan Greko Latin uygarlığı Hıristiyanlaşalı Ve İsa asılıp Konsül Hıristiyanlığı resmi din ilan edeli beri Roma İsa’yı asıp Sosyal ve kültürel ihtişamını koruyacağını düşünmüştü Oysa İsa’nın gölgesiyle acze düşmüştü Hunlarla Cermenler aynı amaçla birleşince Atilla’nın amcası Ruga Kuzey Avrupa’da bir tehdit odağı olmuştu Başbuğ Ruga Orta Asya’dan getirdiği Töre ve törenlere sadık kalıp Kendi kültüründen geri bir kültüre sahip Cermenleri etkisi altına aldı Hunların giyim kuşamları Pusat ve donanımları At ve araba koşumları Romalılardan ileri düzeydeydi Örgüt yapıları da öyle Hunların dinsel inançlarından da etkilenip Şaman tapınma törenleri Yekten Cermen kültürünün temeli oluşturdu Hunların etki ve itkisiyle İlkel Cermen toplulukları Greko Latinlere kafa tutar hale geldi Ruga Hunları ve Cermenleri aynı bayrak altında toplayıp Görevi tamamlanınca göğe uçtu Atilla’nın eli amcasının kanına bulaştı. II Atilla’nın babası Muncuk sağ olmasa da Cermen anası Yula Abisi Bleda’ya ve Atilla’yı Analık görevini yapıp Hun törelerinde İyi bir bahadır olarak yetiştirdi Bleda çok genç ve gözü pekti Batı Roma’ya akınlar düzenledi Hun ve Cermen silahlı Güçlerini yeniledi Ardından geniş bir coğrafya üzerinde Hiçbir muhalif odak bırakmadı Uyruğundaki halkalara Dirlik ve düzenlik güvencesi verdi Hun ve Cermen ittifakı Öç ve yağma üzerine kurdu Doğu ve Batı Roma İmparatorluğun alternatifi oldu GrekoLatin uygarlığı step uygarlığının atları altında ezildi Atilla’nın karısı Albız boş durmadı Atilla’nın içine şer tohumları ekildi “İki kılıç bir kına sığmaz !” Diye fısıldadı Atilla aldırmadı “Dünya iki başbuğa dardır” Diye mırıldandı Atilla umursamadı “Senin akıbetini Bleda tayin edecek!” Diye bağırdı “Bleda mı? Olmazdı Olamazdı Niçin olamasındı Olur, olurdu elbet” Atilla’nın kardeş sevgisiyle yanan kalbi Birden öfkeyle kabardı Hınçla bilendi Sağ kolu Arpad’ı yanına çağırdı Bleda’nın kesilmiş saçı iki hafta sonra Atilla’nın tolgasına sorguç oldu Diriyken esirgediği kutluğ * değeri başının üstünde tuttu Kendisine katil gözüyle bakanlara “Yeter!” Diyordu Çığlık gibi yırtıcı sesiyle “Saygısızlık etmeyin Belada benim öz karındaşım Ağabeyimdi Alplik nedir o öğretti bana Kendisini öldürtmem gerektiğini de” Sonra sırtını bir ağaca dayayıp Uzak bir Sungura ** bakıyormuşçasına Gözlerini kısıp ihanetini ve sebeplerini anlatıyordu Ve sonucu şöyle bağlıyordu “Ağabeyim Bleda’nın malum akıbeti Mevcut koşulların ve doğa yasalarının bir gereğiydi Gerçekte o ölmedi ruhen benim içimde Gücünü bana bahşetti Ondan önce saftım Gözüm açıldı Bleda’nın uçmağa varışından itibaren Uslamlama gücüm arttı” III Tolgasıyla kılıcıyla Çıkık elmacık kemikleri Sakal bırakmış yüzü Kısa boyuyla Bir at çobanına benziyordu Ne Bayındır Han kadar ihtişamlı Ne Oğuz Kağan gibi bilge Yarı Cermen yarı Hun Sürekli tetikte sürekli dikkatli Bir at çobanı Kısık çekik gözleri bir step ejderi gibi Kızıl diliyle tıslayarak gülüyordu “Ben Roma İmparatorluğunun baş belasıyım Mağdur ve mazlum halkların öç mızrağı” Tepeden tırnağa insanı titreten bir sesi vardı Burhanhaldun dağının alnacında ulayarak Yedi düele seyrü sefer eden Cengiz Han’dan el aldı Seyr ü sefer eyleyip Köle ticaretinden büyük gelir sağlayan Burgondları kılıçtan geçirdi Viking ve Saksonları hükümranlık alanlarından kovdu Kuzey Avrupa’yı tümden ele geçirdi Kendini kağan ilan edip Şaman kâhinlerinin elinden taç giydi Atilla kağan olur olmaz Step törelerini kesintisiz yürürlüğe koydu Uyruğundaki halkların Dinler mozaiğine saygılı davrandı Balkanlara Hunlardan önce gelen Hıristiyanlaşan Türk kabilelerine Romalılarla Hunlar arasında ezilmesinler diye Özel önlemler aldı Tebaasındaki karındaşlarına Talan ve yağma ganimetlerini eşit paylaştırdı Ne var ki kağanlığına bağlı Kâhinler Kurulu Yeterli bilgi ve bilgeliğe sahip değildi Step törelerinin temelindeki adalet anlayışı Onlar elinde dehşet kan ve gözyaşına döndü En büyük müttefiki Cermenler akıl almaz Tüyler ürpertici cezalar aldı Tarihe acımasız bir hükümdar olarak geçti Oysa aşk ve adalet anlayışını Bu ilkel insanlara aşıladığını sanıyor Kendi suretine bürünmüş korkunun Kol gezdiğini fark etmiyordu O büyük ideallerin ve Tanrısal aşkların adamıydı Tek amacı yeryüzünü bir Hun cenneti yapmaktı Bu kutluk ideali uğruna kelleyi koltuğa almış Gerçek bir step bilgesiydi IV Atilla bu idealle durmuyor Yeni seyr ü seferler düzenliyordu Doğu Romalılar “Atilla Konstantinopolis’e geliyor !” Diye Trakya bölgesini olduğu gibi step atlılarına terk ettiler Ve Marmara bölgesine çekildiler Atilla Konstantinopolis’e girmedi Meriç Havzasında durdu Marianopolis’le Serdice dâhil Yetmişten fazla kent zapt edildi Şimdilik bu yeter dedi Zamanın sarkacı gidip gelirken Öç duygusu Doğu Romalıların İmparator naibi Krysaphios’un Atilla’ya kininiyle birleşince Krysaphios kağanın başını Onun sağ kolu Edekon’dan istedi Ona bir servet teklif etti Edekon Krysaphios’un teklifini kabul etti Ve hemen yola koyuldu Atilla’yı katletmek şöyle dursun Krysaphios’un girişimini Atilla’ya bizzat kendi anlattı Atilla Krysaphios’un başını istedi Krysaphios Hunları hiç tanımamasının Bedelini canıyla ödedi Çünkü elçi Edekon’un indinde Atilla Gök Tanrı’nın bir suretiydi İstese de ona ihanet edemezdi Kaldı ki Atilla’nın erkanı Atilla’dan daha iyi koşullarda yaşamaktaydı Atilla ihtişamını tebasından esirgemezdi de Rahip Jordanes ve tarihçi Priskos Bu tuhaf gerçekliğin tanıklarıydı Trakya’nın ilhakından ve suikast olayından Sonra Atilla kuzeye çekildi Doğu Roma – Batı Roma birleşip Atilla’ya saldırdı Atilla antlaşmalar yapıp bekle gör politikası uyguladı Ta ki Hororian’ın sesi ta Tuna kıyılarında yankılanınca Kendisine 25 yıl önce gönderilmiş Yüzüğe dudak büken Atilla Hororian’ı kurtarmak için ant içti İmparator Constantius’un kızı ve varisi Hororian’u İmparator ölünce İmparatoriçe Plancdia Hapse attırıp Oğlu Valentinianus’u imparator yapmıştı Atilla Hororian’ın zindana kapatılmaması Ve karısı olması için Batı Roma ‘ya dünürcüler gönderip İmparatorluğun yarısını drohoma olarak istedi İmparatorluk reddedince bu isteğini Orleans’da Roma ve ittifakı Got ordularıyla Batı Hun silahşorları göğüs göğse çarpıştı Kan su gibi aktı Gök Tanrı’nın Kutluğ Alpleri Şaman bahadırlarının ümit ve cesaretle yoğrulmuş step atlıları Batı Roma ordusunu dağıttı Kuzey Galya küçük krallıklar halinde parçalandı Britanya Saksonlara Güney Galya ve İspanya Vizgotlara Jura ve Alp bölgesine Burgonlar yerleşti Step atlıları vadilerden ağır ağır Po ovasına aktılar Po ovasında salgın kasırga gibi Atilla’nın ordusuna çullanınca O görkemli Hun ordusu hızla eridi Apeninler toynak sesleri yerine Hasta askerlerin öksürüğüyle yankılandı Atilla Hıristiyanların Tanrısı’nın hışmına uğradığını Düşünüp geri döndü İçindeki ateş bir türlü sönmüyordu Hororian’ın da Roma’nın da Gök tanrı belasını versindi Tekrar evlenmeye karar verdi Kendisine İlek, Dengizik ve İrmek adlı üç oğul veren Albız yoktu artık İldiko adlı bir peri kızını sevdi İldiko kimdi nereliydi kimse bilmiyordu Yedi gün şenlik ateşleri yakıldı Davullar vuruldu yedinci gün Atilla gerdeğe gencelip girdi Ecel onu nice savaştan yara almada Kurtulmuş stepleri bozkır kurdu İldiko’nun göğ gözlerinde boğuldu yok oldu Atilla ölmüş Atilla öldürülmüştü Şaman kâhinleri bu kutluğ ve bilge hanı Gömecek yer bulamadılar Tuna nehrinin kollarından birinin yatağını değiştirip Üç günlük yuğ***töreninden sonra Kızıl otağın önünden Beğümler****saçlarını yoldu Alpler sakalların yolup Beyler****** hançerleriyle yüzlerini çizip Kızıl ateşlerin önünde sinsin oynadılar Bu nehir yatağına gömdüler ulu hakanları Definle görevli Yund kabilesi ****** Töreleri gereği Batı Hun toprakların terk edip Atlarını bir daha dönmek üzere Anadolu’ya doğru sürdüler Atilla göğe uçup gitti Ulu bir sungurun kanadına takılıp Mehmet ÖZGÜR * Kutluk: Tanrısal ve yüce değer ve bilgi **

Sungur: Şahinden küçük bir yırtıcı bir kuş ***

Yuğ: Ölüm ardında yapılan tören ****

Begümler: prensesler *****

Beyler: Prensler ******

Yund Kabilesi: Ölüm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder