21 Ocak 2014 Salı

Roma rakamları

Karahanlılar (8401212)

Devletin Adı Kökeni ve Kuruluşu

Doğu ve Batı Türkistan’da hüküm sürmüş olan Karahanlılar ilk Türkfslam devletidir. Bu devleti Karluk Çiğil ve Yağma Türkleri kurmuştur tik yerleştikleri yer Kaşgar’ın batı ve güneybatısı olan ili ve IsıkGöl yöresiydi. Karluklar önceleri(744840) Uygur birliğine dahil olup Türkmen ismiyle anılmışlardır. Uygurların Kırgız baskısı sonucu yıkılmalarından (840) sonra Karluklar ikiye ayrıldı.



Bir kısmı. Büyük Kağan’ın yönetiminde doğudaki KaraOrdu şehrine bir kısmı da Şerik Kağan yönetiminde batıdaki Kaşgar ve Taraz’a yerleşti (Türklerde Büyük Kağan Kağan Buğra Han Togan Han İlig Han Arslan Han Tafgaç Han ve Kara Han birer unvan olup hükümdarlara ve prenslere verilen rütbe ve büyüklüğü ifade ederdi). Doğuda yerleşen Büyük Hakan’a “Arslan Karahan” deniliyordu.



Karahanlılar ilk devirlerinden itibaren Samanoğullarıyla savaşlara girişliler. Oğulcak’ın Taraz tahtına geçmesiyle Samanoğulları ile Karahanlıların mücadelesi kızıştı. Oğulcak başlangıçta Samanoğlu İsmail’ e yenilip başkentini Taraz’dan. Kaşgar’a taşıdı (893). Ülkenin içindeki karışıklıklardan faydalanarak akınlarına devam etti.



Bu sırada Karahanlılara sığınan Samanoğlu prenslerinden biri Oğulcak’ın yeğeni Satuk ile dost olup ona Müslümanlığı kabul ettirdi (920). Böylece Müslümanlık Karahanlılar ülkesinde yayılmaya başladı. Karahanlılar yeni bir döneme girdiler. Samanoğulları Islamiycti kabul eden Karahanlılara yanaştılar. Müslüman olunca Abdülkerim adını alan Satuk Buğra Han amcasının yerine geçti ve boyunun Müslümanlaşmasını sağladı.



Karahanlı Devleti’nin Büyümesi

Karahanlıların kurucuları ve ilk devirleri bilinmemektedir. Ancak KaraHan sanını taşıyan ilk hükümdarları Bilge Kül Kadir Han’dır.İlk Türkİslam devletinin kurucusu olarak tarihe geçen Abdülkerim Satuk Buğra Han Balasagun şehrini kendine merkez yaptı. Abdülkerim Satuk Buğra Han önce mensup olduğu boyun daha sonra da diğer boyların İslam dinine girmelerini sağladı.



Doğu Karahan’ın Büyük Kağan ile arası açıldı. Müslüman gönüllülerinin de yardımını alarak Balasagun civarında Büyük Kağan’ı mağlûp ederek büyük bir şöhret kazandı. Abdülkerim Satuk Buğra Han 955 yılında öldü. Yerine geçen oğlu Musa bin Abdülkerim Baytaş doğu kağanı Arslan Han’ı mağlûp etti. KaraHanlı sülalesinin doğu kolunu ortadan kaldırarak İslamiyeti bütün ülkeye yaydı.



Karahanlılarda devlet yönetimi hükümdar ailesine mensup beylerin çeşitli kentlerde hüküm sürdüğü federal bir yönetim tarzıydı. Bu sebeple aynı anda KaraHan unvanına sahip birkaç hükümdar bulunuyordu. Bunlara bağlı küçük prenslikler vardı. Karahanlılarda Buhara Kaşgar Balasagun Semerkant gibi şehirler başkent olmuştur. Karahanlılar tslam kaynaklarında da “alAfrasyab” Alp Er Tunga veya Mülük al Hakaniye adları ile anıldı (960).



Daha sonra başa geçen Arslan İlik Nasr Samanoğullan ülkesine saldırarak onların başkenti Buhara’yı kan dökmeden aldı (992) ve Samanoğullan Dcvleti’ne son verdi. Maveraünnehir’i de ülkesine katan Nasr’ın karşısına Gazncli Sultan Mahmut çıktı. Onu kendisiyle anlaşmaya zorladı.



Kızlarından birini Sultan Mahmut’a vererek onunla Amuderya’nın iki ülke arasında sınır sayılması şartıyla anlaştı (1001). Samanoğullarının bütün topraklarına sahip olmak isteyen Nasr Büyük Kağan’ dan yardım almasına rağmen Sultan Mahmut’un fillerle takviye edilmiş ordularına yenildi



Karahanlı Devleti’nin Zayıflaması ve Yıkılması:

Arslan İlik Nasr’ın Gazncli Sultan Mahmut’un ordusuna yenilmesi (1008) hükümdar ailesinin arasını açü. İç mücadele başladı. Bu sırada Harzem Gaznclilcrin eline geçti.



Karahanlı büyüklerinden Yusuf Kadir Han Büyük Kağan olunca (1025) kardeşleri Ahmet ve Ali ona karşı geldiler. Yusuf daha evvelki taht mücadelesinde yardım gördüğü Gazneli Sultan Mahmut’tan yardım istedi ve hakimiyetini sürdürdü. Bir süre sonra Gazneli Sultan Mahmut’un yardımıyla Maveraünnehir kendisinden alınınca Buhara’ya yerleşen Karahanlı prenslerinden Ali Tekin harekete geçti.



Tahta geçerken Ali Tekin’dcn yardım gören Gazneli Sultan Mesut babasının siyasetine ve ülkesinin çıkarlarına uygun düştüğü için Yusuf Kadir Han’ın çocuklannın tarafını tuttu. Bir süre sonraMaveraünnehir ve Horasan Selçukluların eline geçince Karahanlılar tekrar birbirine düştü. Ülke Doğu ve Batı Karahanlılar olmak üzere ikiye ayrıldı (10411042). Doğu ve Batı Karahanlı devletleri arasında Hocend sınır kabul edildi ise de sınır anlaşmazlıklan yüzünden savaşlar devam etti.



Selçukluların kuvvetlenmesiyle Karahanlı prensler Selçukluların valisi durumuna düştüler. XII. yüzyıl başlarında batıdan Selçuklu ve Harzemşahlar doğudan Karahitaylar arasında kaldılar. Doğu Karahanlılar Karahitay egemenliğine girdiler (1130). Batı Karahanlılar ise önce Selçukluların Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra da Harzemşahların himayesine girdiler. Daha sonra Cengiz’e bağlanarak ortadan kalktılar (12111212).



Gazneliler (9631187)

Devletin Kökeni ve Kuruluşu

Gazneliler Devleti’ni kuran Alp Tekin Samanoğulları hizmetinde çalıştı ve savaşlarda gösterdiği başarılardan dolayı önce ordu komutanlığı daha sonra da Herat valiliğine atandı (955).Samanoğlu hükümdarı I. Abdülmelik’in kendisine bıraktığı vasiyete uygun olarak Abdülmelik’in oğlunun tahta geçme meselesi yüzünden; yeni hükümdar olan Mansur bin Nuh ile arası açıldı.



Alp Tekin vasiyete aykırı hareket eden yeni hükümdarın kendisine zarar vereceğini anlayınca; kendisine bağlı 4000 Türk atlısıyla Gazne’ye geldi. Lavık adlı yerli hükümdarı yenerek şehri zaptetti (963). Ölünceye kadar hüküm süren Alp Tekin’in kurduğu bu devlete Gazne şehrinden dolayı Gazneliler Devleti denilmiştir.

Onun ölümünden sonra yerine oğlu Ebuishak ibrahim geçtiyse de devletin idaresi Alp Tekin’in güvendiği devlet adamı ve komutan Bilge Tekin ile damadı Scbük Tekin’in elindeydi. Adı gibi Bilge bir kişi olan Bilge Tekin’in Hindistan’ın Cerdi kalesinin kuşatmasında şehit olması üzerine ülkeyi Sebük Tekin yönetmeye başladı.



Çok iyi bir devlet adamı ve cesur bir kumandan olan Scbük Tekin (977997) kısa zamanda ülkesinin sınırlarını genişleterek Peşaver Kabil Kandahar’ı aldı. Afganistan’a sahip oldu. Hint racalarını yenerek Hindistan’a girdi. Pencap bölgesinin en büyük hükümdarı olan Cipal’i yenerek Indus nehri dolaylarını aldı.



Daha sonra Horasan bölgesini aldı. Horasan ve Maveraünnehir’dcki isyanları bastırdı. Ölünce yerine önce küçük oğlu ismail geçti ise de halk tarafından çok sevilen ve kendisinden çok şey beklenen ağabeyi Mahmut kardeşini mağlûp ederek tahttan indirdi ve yerine geçti (997).



Gaznelilerin Parlak Devri ve Sultan Mahmut (9971030)

Müslüman Türklerin en büyük kumandanlarından biri olan Sultan Mahmut’un ilk işi babasının çok yumuşak davrandığı Samanoğullarından önce Sistan daha sonra da Horasan’ı almak oldu.Bundan sonra bütün kuvvetiyle babasının başlattığı Hindistan seferlerine devam etti. Büyük zaferler elde etti. İslam dininin yayılması politikasını ilke edindi.



Hindistan’a yaptığı 17 sefer sonunda pek çok ganimet topladı. Pencap’ı Indus ve Ganj yöresinde bir çok şehirleri ve kaleleri aldı. Afganlılara Müslümanlığı kabul ettirdi (1018). Bağdat’ taki Abbasi halifesinden takdir aldı. Kendisi de halifeye büyük yakınlık gösterdi. Ünü bütün İslam dünyasına yayıldı.

Sultan Mahmut Karahanlılar ve Harzemşahlarla uğraştı. Kendisine Selçuklu tehlikesini işaret eden Yusuf Kadir Han’ın tavsiyelerini tuttu. Selçuklu tehlikesini önlemek için hile ile Arslan Yabgu’yu yanına çağırdı. Onu hapsetti ve kuvvetlerini dağıttı.



Bundan sonra Buveyhoğulları üzerine yürüyerek onlardan Acem Irakı’nı aldı. Oğlu Mesut’u İsfahan ve Rey valiliğine atadı. Bir süre sonra öldü (1030). Öldüğünde Gazneliler Devleti onun gayretiyle bir imparatorluk haline gelmişti. Ölünce yerine oğlu Muhammet (Ebu Ahmet Muhammet) geçti.



Gazneliler Devleti’nin Sarsılması ve Yıkılması

997 yılından beri Cürcan valisi olan Muhammet’in gö/.lcri kör idi. Tahla çıkışından sonra hanedan mensupları arasında başlayan mücadele Karahanlı Ali Tckin’den yardım gören Isfahan ve Rey (Tahran) valisi Mesut’un galibiyetiyle sonuçlandı. Mesut beş ay saltanat süren ağabeyini azledip yerine geçti.



(10301040). Sultan Mesut Hindistan’daki isyanları bastırma gayreti ve oraya yaptığı seferin dönüşünde Selçukluların iyice kuvvetlendiğini ve Gazneliler için büyük bir tehlike haline geldiklerini gördü.Bunun üzerine büyük bir ordu toplayarak Horasan’a doğru yürüyen Sultan Mesut Dandanakan mevkiinde Tuğrul ve Çağrı beylerin komutasındaki Selçuklu ordusuna yenildi (1040).



Dandanakan Savaşı’nda yenilen Gaznelilerin Hindistan’a kadar olan bütün topraklan Selçukluların eline geçti. Ümitsizliğe kapılıp Hindistan’a kadar çekilen Sultan Mesut kör kardeşi Muhammet’in adamlan tarafından önce zincire vuruldu. Daha sonra öldürüldü (1041).Mesut’un oğlu Mevdud amcasını yenerek tahtı ele geçirdi. Sultan Mevdud (10411048) devletin çöküşünü durduramadı. Ölümünden sonra çöküş hızlandı. Melikşah zamanında Gazneliler Selçuklulara bağlı bir duruma geldi.



Gazneliler 150 yıla yakın bir süre Afganistan ve Hindistan’da hüküm sürdüler ama gün geçtikçe zayıfladılar. Afgan yerlilerinden olan Gurlular önce Gaznc’yi alarak onların Afganistan’daki hakimiyetlerine son verdiler. Sonra da son merkezleri olan Lahoru da alarak Gazneliler Devleti’ne son verdiler. Gaznelilerin Türkİslam tarihinde oynadıkları en büyük rol Kuzey Hindistan fetihlerine sebep olmaları ve İslam dininin Hindistan’da yayılmasını sağlamalarıydı. (1187)



Tulunoğulları ve Akşitler

Tulunoğulları (868905)

Tulün Devleti’nin kurucusu olan Tulün Buhara’daki Samanoğulları valisi Nuh tarafından Abbasi halifesine (Mc’mun) armağan olarak gönderilmiş bir Türk idi. (Tulün Türkçedeki dolun veya dolunaydan gelir.)

Bir devlet adamında bulunması gereken bütün meziyetlere sahip olan Tulün hem Me’mun hem de ondan sonra gelen halifeler tarafından takdir edilerek yüksek mevkilere getirildi.



Tulun’un 854 yılında ordu kumandanı iken ölmesi üzerine aynı meziyetlere sahip olan oğlu Ahmet babasının yerine getirildi. 868 yılında Mısır’da durumun karışması üzerine halife (Mu’ tez Billah) tarafından kendisine geniş yetkiler verilerek Mısır valiliğine atandı. Kısa sürede duruma hakim oldu. Durumu uygun görerek aynı yıl içinde (868) (bazı tarihçilere göre 880 yılında) istiklalini ilan ederek sadece ismen halifeye bağlı olan ilk vali oldu.



Fustat (eski Kahire) şehrini kendisine başkent yapan Tulunoğlu Ahmet bir devlet kurdu. Çaresiz kalan Abbasi halifesi bu devleti tasdik etti.Mısır’dan elde ettiği geliri Mısır’a harcayan maliyeyi düzelten Tulunoğlu Ahmet ülkesini dış tehlikelere karşı korumak için kuvvetli bir ordu kurdu. İmar faaliyetine girişerek ülkeyi bayındır bir hale getirdi. Mısır’ın dışında Filistin Suriye ve Irak’ın kuzeyini kendine bağladı.



On altı yıl ülkeyi çok iyi idare eden Tulunoğlu Ahmet üzerine gönderilen Abbasi ordusunu mağlûp ederek; Suriye’nin Hama ve Humus şehirlerini zapt etli. Adana’ya kadar ilerledi. Onun zamanında ülke servet ve ihtişama kavuştu. Fustat şehri zengin ve büyük bir ticaret merkezi oldu.Tulunoğlu Ahmet’in 884′tc ölümünden sonra yerine oğlu Humaravcyh geçti.



Halifenin bir ordusunu yenerek Cezire ve Musul’u aldı. Humaravcyh’in 895′te öldürülmesinden sonra başa geçen oğlu Harun ve diğer idareciler zamanında ülke iyi idare edilemedi. Mısır’da iç isyanlar ve karışıklıklar çıktı.Bu durumu haber alan halife Tulunoğulları üzerine bir ordu göndererek Mısır’ı zaptetti. Tulunoğulları Devleti’ne son verdi (905).



Akşitler (935969)

Tulunoğulları Devleti’nin Abbasiler tarafından yıkılmasından sonra Mısır ve Suriye oluz yıl süreyle (905935) valilerle idare edildi.



Tulunoğullarından sonra Mısır’da kurulan ikinci Türk devleti de Akşitlerdir (İhşitler). Akşitler Devleti’nin kurucusu Muhammet Akşit Türkistan’ın Fergana Akşitlerindendir. Babası Togaç Bey Şam valisi iken Abbasi halifelerinden Muktedir Billah’ın gazabına uğrayarak hapsedilmiş ve ölmüştü.



Muhammet Bin Togaç babasının felaketine sebep olan olayı tamir etmiş ve halifenin gözüne girmeyi başarmıştı. Bunun sonucu olarak 930 yılında Şam’a vali olarak tayin edilmişti. Bir sonraki halife (Kahir Billah) zamanında Mısır’a vali olarak atandı (933). Halifelik makamına geçen Razi Billah’ın aciz oluşundan ordudaki Türk asker grubunun desteğine dayanarak istiklalini ilan etti (935).



Mısır’daki durumunu güçlendirdikten sonra atalarının Fergana hükümdarları olduğunu ispat etmesi üzerine halifeden İhşit (Akşit) lakabını aldı (939).Abbasi halifelerinin acz ve zaaflarından faydalanarak 941′de Suriye’yi. 942 tarihinde de Mekke ve Medine’yi ülkesine kattı. On iki yıl hükümdarlık yapan Muhammet Akşid 946 yılında öldü.



Yerine önce büyük oğlu Ebu Kasım Enucur (946960) daha sonra da diğer oğlu Ebu Hasan Ali (960966) geçti. Onun ölümünden sonra yerine oğlu Ahmet geçti. Bu üç hükümdar döneminde devlet işlerini Kbu’l Misk Kafur adlı Habeşli bir köle idare etti. Çok iyi bir devlet adamı olan Kafurun ölümünden sonra ülkede karışıklıklar çıktı. Fatımiler Mısır’ı istila ederek otuz dört yıl kadar yaşayan Akşit (İhşit) Devleti’ne son verdiler (969).



Tulunoğullan ve Akşitlerin Türklslam tarihindeki yeri ve önemi büyüktür. Mısır Tulunoğulları zamanında en parlak dönemini yaşadı. Tulunoğlu Ahmet’in uyguladığı adalet hem halkın sosyal refahının artmasını sağlamış; hem başka devletler için örnek teşkil etmiş ve hem de uzun bir süre Mısır halkının hafızasından silinmemiştir.Tulunoğlu Ahmet cesareti ve kahramanlığı kadar sosyal adaleti ile de Türk hükümdarlarını temsil ediyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder