21 Ocak 2014 Salı

Hicaz Demiryolu Fikrinin Oluşumu

Hicaz Demiryolu fikrinin oluşumu



Hicaz bölgesine demir yolu yapımına ilişkin yerli ve yabancılara ait olmak üzere pek çok teklif bulunuyordu. 1864'de Alman asıllı Amerikalı mühendis Dr. Charles F. Zimpel'in, Kızıldeniz ile Şam'ı birleştirecek demiryolu projesi, iki temel gerekçe ileri sürülerek reddedildi; biri hattın geçeceği güzergâhtaki Arap kabilelerin tepkileri, diğeri demiryolunun tahmini maliyetinin yüksekliği idi. 1872'de Alman mühendis Wilhelm von Pressel'in Osmanlı Asyası'na yönelik demir yolu projesinde, özellikle Hicaz'ın askeri kontrolü açısından önemli kolaylıklar sağlayacağı öne sürülüyordu. Bu meyanda 1874 yılında Osmanlı ordusunda görevli binbaşı Ahmed Reşid'in, 1878 yılında Elphinstone Dalrmple adlı bir İngiliz'in teklifleri bulunuyordu.



Hicaz bölgesine demir yolu inşaasına yönelik mufassal bir layiha 1880'de Nafia nazırı Hasan Fehmi Paşa tarafından tanzim edildi. Hasan Fehmi Paşa'nın layihası ülke kalkınmasına yönelik bir projeydi. Bu konuda diğer bir isim Hicaz Vali ve Kumandanı Osman Nuri Paşa idi. Osman Nuri Paşa 1884'de bir ıslahat layihası kaleme almıştı. 1892'de tekrar bir layiha daha sunmuştu. 1890'da yapılan diğer bir teklif ise Dr. Kaymakam Şâkire ait idi.



Hicaz bölgesine demir yolu yapımıyla ilgili sunulan en mufassal teklif ise, Ahmet İzzet Efendi'nin idi. Ahmet İzzet Efendi Cidde Evkaf Müdürü iken 1892 Şubatı'nda Bahriye Nezareti aracılığıyla takdim ettiği layihada Hicaz'a yapılacak demiryolunun önemi üzerinde duruyordu. Ahmet İzzet Efendi Hicaz bölgesinin geri kalmışlığı üzerinde tahlillerde bulunuyor, bölgenin güvenliğine değiniyordu. Ahmet İzzet Efendi Hicaz bölgesi başta olmak üzere Arap yarımadası için yeni bir tehlikenin baş gösterdiğine ve sömürgeci emeller taşıyan ülkelerin faaliyetlerine dikkat çekiyordu. Özellikle Süveyş kanalının açılmasıyla Arap yarımadası Avrupalıların ilgi ve müdahale alanına girmiş, dış tehdit ve saldırılara açık hale gelmişti.



Ahmet İzzet Efendi layihasında, kutsal topraklara denizden yapılacak bir müdahale karşısında ancak karadan bir savunmanın mümkün olduğunu, bunun için de Şam veya başka bir münasip yerden Hicaz'a bir şimendifer hattının yapılması gerektiğini söylüyordu. Layihada özellikle Müslümanların kıblesi ve Peygamberimizin kabrinin bulunduğu kutsal toprakların her türlü tasalluttan korunmasının bu hattın yapılması ile mümkün olacağı belirtiliyordu. Diğer taraftan hac yolunun güvenliğinin sağlanması ile daha fazla hacı ve ziyaretçinin geleceği ve bölge ekonomisine katkıda bulunacağı da vurgulanıyordu. Ahmet İzzet Efendi'ye göre, demiryolu hattının sağlayacağı askeri üstünlük ve kolaylıklar sayesinde Hicaz bölgesi kontrol altına alınacak ve Osmanlı Devleti'nin Arabistan'da ki siyasi konumu güçlenecekti. İnşa edilecek demir yolu ile nakliyat ve ulaşım imkânları artacağından bölgenin kalkınmasında olumlu katkıları olacaktı.



Ahmet İzzet Efendi'nin layihası 19 Şubat 1892'de II. Abdulhamid'e sunuldu. Padişah layihayı tedkik etmek ve görüşlerini almak üzere Erkânı Harbiye Feriki Mehmed Şâkir Paşa'ya gönderdi. Mehmed Şâkir Paşa, konunun teknik detayları ile birlikte demiryolunun iktisadi ehemmiyeti ve Osmanlı'nın bölgede siyasi hâkimiyetinin pekişeceği üzerinde duruyordu.



Mısır Fevkalâde Komiseri Ahmet Muhtar Paşa 1897 tarihinde II. Abdulhamid'e sunduğu arizada, İngilizlerin faaliyetlerine dikkat çekiyor, Hicaz ve Yemen sahillerinin karşısında yer alan Afrika kıyıları ile iç kısımlardaki bazı noktaların gelecekte işgal tehlikesine maruz kalacağını belirtiyordu. Yine Sevakin limanının İngilizlerin eline geçmesi, kutsal toprakların bir dış gücün tehdid ve etki alanına girmesi demekti. Paşa'ya göre İngilizler nezdinde diplomatik girişimlerin yapılması ve Konya'dan Şam'a, Şam'dan Süveyş kanalına uzanan bir demir yolu hattının döşenmesi gerekmektedir. Demir yolu hattı ile Osmanlı Devleti'nin hilafeti koruma gücünün artacağına ve pek çok faydanın daha temin edileceğine değinmektedir.



1897 yılında Hindistanlı Müslüman gazeteci Muhammed İnşaallah'ın, yapımını Osmanlı devleti'nin gerçekleştireceği ve finansmanının tüm dünya Müslümanlarınca karşılanacağı bir ŞamMedineMekke demir yolu fikri vardı. Bu demir yolu Yemen'e kadar uzanacaktı. Muhammed İnşaallah bu projenin gerçekleşmesi için İslami gazeteler vasıtasıyla yoğun bir propagandaya girişmişti. Muhtemelen bu propagandanın da etkisiyle Hicaz Demiryolu meselesi Osmanlı vükela meclisinde müzakere edilmişti.



[/b]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder