21 Ocak 2014 Salı

Çanakkale Savaşından Başlayan 91 Yıllık Bir Hikaye

Çanakkale Savaşından başlayan 91 yıllık bir hikaye





91 yıllık hikâye...



Yıl, 1915.

Çanakkale'de kan gövdeyi götürüyor.

"Geçerim" diye saldıran emperyalistlerin insan

kaybı, 200 bini aşmış...

"Geç de görelim" diyen dedelerimizin kaybı ise, 250

binin üstünde...

Mermiler havada çarpışıyor.

Cesetler toplanamayacak kadar çok...

Bu inanılmaz kıyıma rağmen, İngiliz Hükümeti

durumdan memnun.

Çünkü gerçeği bilmiyor.

Çanakkale'deki İngiliz cephe komutanı, "Vaziyet

gayet iyi... Bugün yarın geçeriz" raporları

gönderiyor devamlı...

O sırada genç bir gazeteci var orada.

Avustralyalı.

Melbourne Age Gazetesi'nin muhabiri.

Görüyor ki, durum kel...

Hadise, hiç de İngiliz komutanın anlattığı gibi değil.

Türkler kafaya koymuş...

Kuru ekmek yiyor, bulursa üzüm hoşafı içiyor, şakır

şakır ölüyor... Ama geçirmiyor.

Avustralyalı olduğu için özellikle dikkatini çeken

bir konu daha var.

İngiliz komutanlar, karargâhta klasik müzik

eşliğinde viski yudumlarken, Anzaklar patır patır

gidiyor. En son iki tabur Anzak gönderiyorlar bir

bölgeye... Türklerin, iki taburu yok etmesi iki saat

bile sürmüyor.

Üstelik, müthiş bir sansür var.

Yazdığı haberler, İngiliz yetkililer tarafından engelleniyor.

Bakıyor ki, olacak gibi değil...

Sarılıyor kaleme, tüm gerçekleri tek tek anlattığı,

8 bin kelimeden oluşan, "Gelibolu Mektubu"nu yazıyor.

Özeti şu:

"Çanakkale geçilemez... Hemen çekilin."

Ve bu mektubu, sansürden kurtulmak için Avustralya

Başbakanı'na "elden" ulaştırıyor.

Avustralya Başbakanı mektubu okuyor, gözlerine

inanamıyor ve acilen, yine "elden", İngiltere

Başbakanı'na ulaştırıyor.

İngiltere Başbakanı mektubu okuyor, Savaş

Kabinesi'ni topluyor, orada bir daha yüksek sesle okuyor...

Gizlice araştırılıyor.

Mektup doğru.

Hatta az bile yazılmış.

Cephedeki İngiliz komutanın, kendi poposunu

kurtarmak için palavra attığı anlaşılıyor.

Ve karar veriliyor.

Komutan görevden alınıyor.

Emperyalistler, Çanakkale'den çekiliyor.

Yazdığı mektupla savaşın sona ermesini sağlayan genç

gazeteci, Avustralya'da "kahraman" gibi karşılanıyor.

"Sir" ünvanı veriliyor.

E tabii kapılar açılıyor...

Savaşa "muhabir" olarak giden gazeteci, savaştan

sonra "gazete sahibi" oluyor.





Yıl, 1952.

Çanakkale'de savaşın kaderini değiştiren "sir

gazeteci" vefat ediyor.

Bir tane oğlu var... O zamanlar, 21 yaşında.

Babasının gazetesinin başına geçiyor.

Çalışıyor, çalışıyor, çalışıyor.

Avustralya'ya sığmıyor...

ABD'ye, Avrupa'ya el atıyor.

Bugün, 75 yaşında.

Dünya medya imparatoru.

75 televizyon kanalı...

175 gazetesi var.

TV kanallarıyla 600 milyon izleyiciye, gazeteleriyle

11 milyon okuyucuya hitap ediyor.



Yıl, 2006...

Çanakkale'nin "dövüşerek" geçilemeyeceğini ilk

anlayan "sir gazeteci" nin oğlu, Çanakkale'nin nasıl

geçileceğini gösterdi...

EFT'yle.

Bastı parayı, TGRT'yi aldı.

İsmi, Rupert Murdoch.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder