21 Ocak 2014 Salı

Kançou Uygur Devleti

(Bkz. Uygurlar)Bir kısım soydaşlarının aşağı yukarı 150 yıldan beri sakin bulunduğu Kansu bölgesine gelerek, buranın merkezi Kançou’da yerleşen Uygurlar, Çin ile daha ziyade ticari faaliyetler üzerine kurulu iyi münasebetlerini, imparatorların kızları ile Uygur prenslerinin evlendirilmeleri gibi akrabalık bağları ile de sağlamlaştırmışlardır. Ancak T’ang sülalesine karşı isyanların arttığı 10. asır başlarında Kansu Uygurları, bağlı oldukları ve merkezi TunHuang (ünlü BinBuda mağaralarının bulunduğu yer) olan Çin askerî bölgesi ile ilgilerini kestiler. Burada 905 yılında, muhtar bir “devlet” kuran bir asi general, “Batı Hanları’nın Altındağ Krallığı” adını verdiği bu devlete, Uygurları tabi tutmak istemiş, fakat Kançou Uygurları tarafından gönderilen Tegin adlı kumandanın idaresindeki ordu, Tunhuang’ı kuşatarak halkı, “kral”ı teslim etmeğe zorlamıştı (911) ki, bu hadise üzerine Uygurların batı kolu da istiklal kazanmıştır.

KanÇou ve Tunhuang Uygurları, büyük bir askeri kudret gösterememişler, bu sebeple de haklarında fazla bilgi mevcut olmamıştır. 10. asrın başından itibaren Mançurya ve Kore kabilelerini toplayarak kuzeyde bir baskı unsuru halinde beliren ve bilhassa “5. Sülale” devrinde Çin’in bazı kısımlarını ele geçiren K’itan’lar, nihayet bir hanedan (Liao Sülalesi, 9071211) kurarak Kuzey Çin’de hükümran oldukları zaman, Uygur Devleti de onların (940’tan sonra) ve daha sonra 1028’lerde Tangutlar’ın nüfuzu altına girdi. 1226’da da Cengiz Moğollarının tahakkümü altına düştü. Kançou Uygurları, daha o sıralardan beri “Sarı Uygurlar” diye bilinen Türk kavmidir ki, hâlâ batı Çin sahasında yaşamaktadırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder